top of page

Uyku ile Başım Dertte

  • Nur Tuba Yaşa
  • 6 Ara 2017
  • 7 dakikada okunur

Uyku ile Başım Dertte

Asrımız insanın şikâyet ettiği bir durum var ki maalesef nörolojik ilaçlar ve psikolojik tedaviler bile sonuçsuz kalıyor. Ne mi? Sende bende bizde kronik şekilde devam eden “Uyku Bozuklukları”

Medrese hizmetim ve Instagram üzerinden gelen mesajları da değerlendirdiğimde günlük yaşantısını belli bir düzende götüremeyen; sınav zamanları çalışma disiplini olmayan, ibadet düzeni sallantıda olan kardeşlerimde de gözlemlediğim bir gerçek: Uyku Sorunu. Bunun altında biyolojik saat, genetik faktörler, irade problemi gibi çokça sebep saymak mümkün elbette.

Peki her yönüyle insanın kullanma kılavuzu olan Kur’an-ı Kerim bize bu noktada ne nasihatler veriyor? Yaşayan Kur’an olan Resulullah(s.a.v) bu problemi yaşadı mı? Yaşamışsa nasıl aştı? Sahabelerde bu sıkıntı var mıydı ve Resulullah onları nasıl tedavi etti?

Şimdi sabırla baş belamız olan bu sorunu nasıl alt ederiz bunu öğrenmeye çalışalım. ☺

UYKU ÜMMETİN DOĞUM SANCISIDIR

Peygamber Efendimiz (sav), malumumuz olduğu üzere ilk vahiy öncesi devamlı olarak Nur Dağı’nda Hira mağarasına çekiliyor ve içindeki çalkantıları, hayatındaki ani değişimleri sorguluyordu. Tabiri caizse dünyadan yüz çevirmiş ve “bir şey aramaya koyulmuştu”. Bu süreçte, uykusuz geceleri bu mağarada nihayete erdiriyordu. Yani özetle Hira’ya uyanmak için çıkıyordu! Yani ümmetin doğum belirtileri bir peygamberin uykusuzluğu ile kendini gösteriyordu. Sanki bir şeyi aşeriyordu bu uykusuz gözler; bir beklenti, bir müjde gibi.

Vahyin gelmesi ile birlikte önce Alâk, ardından Kalem suresi ayetleri nazil oluyordu. Bu süreçte Resullullah geceleri az da olsa istirahatini yapabiliyordu. Teşbihte hata olmaz, ilk doğumun ardından dinlenme günleri gibiydi bu geceler. Tâ ki Müzzemmil suresinin ayetleri gelene kadar…

Cenab-ı Hak(c.c.) buyurdu:

“Ey Örtüsüne bürünen! Gecenin birazı hariç olmak üzere geceleyin kalk (namaz kıl). Gecenin yarısında kalk, yahut yarısından biraz eksilt. Veya bunu artır ve ağır ağır Kur’an oku…”

Ayetler nazil olduğunda efendimiz şöyle bir yatağına bakmış ve eklemiş: “Artık uyku vakti bitti ey Haticem!” Çünkü surenin devamında artık açıktan tebliğ emredilmişti. Tebliğ içinse uykusuz geceler ve bu uykusuz gecelerde dualar, secdeler lazımdı.

Surenin ilk ayetleri ise gece uykusunun adabını öğretiyordu bizlere… Yani hiç uyuma ya da tamamen uyu demiyordu. Bilâkis bir ölçü veriyordu ve Resulullah yaşantısı ile bunu nasıl tatbik edeceğimizi öğretiyordu bize…

Özetle İslam’da ilk bilinç “Oku” emrine ve “Uyku Ahlakı”na bakıyor denilebilir. Zîra Hz. Aişe validemizin naklettiği bir hadiste Allah Resulü şöyle buyurur:

“Üç kişiden kalem kaldırıldı: Uyanıncaya kadar uyuyan kimseden, Aklı geri gelinceye kadar deliden, Büluğa erinceye kadar çocuktan.” (İbn Mace. talak 15; Ahmed b. Hanbel, I, 155, 158, VI, 144.)

Zaten bu yüzden değil mi ki?: “Terbiye edilmiş bir uykunun sahipleri olamadığımız için, terbiye edilmiş hayatların sahipleri değiliz.” (M. Emin Yıldırım)

UYKU İLE DİRİLİŞ

Uyku sorunu ümmetin her asırda problemidir. Günümüzde dahi bir çok hocaya sorsanız “Uyku yüzü görmüyorum.” diyecektir. Kaldı ki Resulullah(s.a.v)’ın dizi dibinde yetişen sahabe dahi aynı sorunu yaşamıştır. Örneğin: Saffan İbn-i Muattal (r.a.) uykuyu seven bir sahabiydi. Resullullah bu nedenle savaşta problem çekmesin diye genellikle onu ordu gerisinde göreve vermiş ve uyandıktan sonra ordunun geride bıraktıklarını toparlamakla vazifelendirmiş. Bir diğer sahabi ise Abdullah İbn-i Ömer(r.a.)dir. Bu sahabi gece ibadetlerine uyanmakta zorlanmaktadır. Yani demek ki bu durum doğal ve her insanda olabilir. Gece namazını da geçtim sabah namazına kalkarken bile şeytanla bin takla atan kardeşlerim muhakkak ki vardır. Alarmı beş dakika daha ileri atayım derken gözünü açtığında “Yaaa olamaz Güneş doğmuş!” üzüntüsüyle kendi kalesine gol atanlar gibi. ☺

NASIL BİR METOD İZLEMELİYİZ?

Öncelikle tedaviyi reddetme! ya da “Ben kendimi biliyorum yapamam.” deme. Çünkü “Allah kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmaz.” (Bakara: 2/286) Yani bizim programlanmamızda bunu kaldırabilecek kapasite mevcut. Buradan sonrası ise imtihana giriyor. Zaten nefse en ağır gelen şeyde uyku olduğu için ümmetin en büyük sıkıntısı da burada başlıyor. Uykusu disiplinde olmayan bir insanın ne ibadet hayatı ne de gündelik yaşantısı disiplinde gidemez. Gece uyanamaz, teheccüd ve

sabah namazlarından olur; yahut gece uyanık kalır gündüz uyur, gündüz namazlarından olur. Demek ki ilk düzene koymamız gereken şey: Uyku.

Resulullah (aleyhisselatu vesselam) buyuruyor:

“Biriniz uyuyunca şeytan ensesine üç düğüm atar. Her düğümü atarken, düğüm attığı yere eliyle vurarak ‘Üzerine uzun bir gece olsun, yat.’ dileğinde bulunur. İnsan uyanır ve Allah’ı zikrederse bir düğüm çözülür, abdest alırsa ikinci düğüm çözülür ve bir de namaz kılarsa bütün düğümler çözülmüş olur. Böylece kul canlı, hoş bir halet-i ruhiye ile sabaha erer. Aksi hâlde böyle yapmazsa habis ruhlu, içi kararmış ve uyuşuk bir hâlde sabaha erer.” (Buhari, Teheccüd, 12 )

İkinci olarak uyku zamanlarını bilmen hayrına olacaktır. Havvat B. Cübeyr (r.a.)’den nakil bir hadisi şerifte:

“Gündüzün evvelinde uyumak dalgınlık, ortasında uyumak güzellik, sonunda uyumak ahmaklıktır.” buyurulmuştur. (Buhari Edebü’l-Müfred, 593; Hâkim, el- Müstedrek 5/538)

*Peki bu hadisleri nasıl anlamalıyız?

Bediüzzaman hazretleri asrın her hastalığında olduğu gibi bu problemine de ışık tutmuştur. Maalesef Güneş’in hareketlerinden namaz vaktini dahi hesaplayamaz bir vaziyet aldık. Takvimi dahi doğru okuyamıyoruz. Şimdi akılda kalacak şekilde yardımcı olmaya çalışacağım.

“Uyku üç nevidir.”

Birincisi: Gaylûledir. “Fecirden sonra tâ vakt-i kerahat bitinceye kadardır.” Yani imsaktan, güneş tamamen doğup kerahet çıkıncaya kadarki zamandır. Şimdi bunu örnekleyelim ki daha iyi otursun. ☺ Hemen eline bir takvim al ve bulunduğun günü aç. Ardından İmsak ve Güneş saatlerini işaretle…

Seninle temsili bir hesap yapalım:

Diyelim ki bulunduğun şehirde bugün ->

imsak vakti: 06.30 (Sabah namazı vaktinin girmesidir)

Güneş: 08.00 (Güneşin doğması)

Takvimde Güneş saatine 45 dakika eklersen “kerahet vaktinin çıktığı zamanı” bulmuş olursun. Yani bizim örneğimize göre: 08.00 + 45 dk = 08.45

Demek ki bu hesaba göre Gaylûle vakti: 06.30 ile 08.45 arasıdır. ☺

Peki gaylûle yaparsan ne olur?

“Bu uyku, rızkın noksaniyetine ve bereketsizliğine hadîsce sebebiyet verdiği için, hilâf-ı sünnettir.”

*Hadis-1: “Sabah namazından sonra uyumak rızka manidir.”(Beyhakî, el-âdâb, 1/276; Sarani, Levakıh-ul-Envar, s.295)

Hikmeti: “Çünki; rızk için sa’yetmenin (çalışmanın) mukaddematını(başlangıcını) ihzar etmenin en münasip(uygun) zamanı, serinlik vaktidir. Bu vakit geçtikten sonra bir rehavet arîz olur.” Ki bu durum hemen hepimizin fıtratında ortaktır. En basidi, okul yıllarımızda en verimli ders çalışma vakitleri bu vakitler olduğu gibi; iş hayatı olanlarca da bu vakitleri iyi değerlendirmek berekete vesile olduğu tecrübelerle sabittir.

*Hadis-2: “Sabah namazını kılıp, sonra da oturduğum yerden kalkmayarak güneş doğuncaya kadar Allah’ı zikretmem, benim için Allah yolunda düşmana saldırmamdan daha evladır/sevimlidir.” (Abdürrezzâk, Musannef, 1/ 530) Bu nedenle Resullullah’ın sünnetine aykırı hareket etmiş oluruz. Sünneti yapmamanın bir günahı elbette yoktur ancak her sünnetin hikmetleri ve faideleri olduğu bilinir bir gerçektir. Ayrıca devamlı hâle getirmek oldukça sevaplıdır.

İkincisi: Feylûledir. “İkindi namazından sonra mağribe(akşam vakti) kadardır. Bu uyku ömrün noksaniyetine, yâni uykudan gelen sersemlik cihetiyle o günkü ömrü nevm-âlûd, yarı uyku, kısacık bir şekil aldığından maddi bir noksaniyet gösterdiği gibi, mânevi cihetiyle de, o gün hayatının maddi ve mânevi neticesi ekseriya ikindiden sonra tezahür ettiğinden, o vakti uyku ile geçirmek, o neticeyi görmemek hükmüne geçtiğinden, güya o günü yaşamamış gibi oluyor.”

*Hadis: “Kim ikindiden sonra uyur da aklına bir noksanlık arız olursa, ancak kendini kınasın.” (Keşfu’l Hafâ, Aclûnî, II, 284; Müsnedü Ebî Ya’la,VIII,316.)

Not: Gaylûle ve Feylûle vakitleri kerahet olduğundan bu saatlerde uyumak mekruh sayılmıştır. Kerahet vakti denilmesi ise aslında Cenab-ı Hakk’ın insanı yaratma programında bir negatifliğe ya da bir nevi virüse imkân tanımasındandır. Yani böyle emredildiği için değil, programlanmamıza/ fıtratımıza zarar verdiği için Cenab-ı Hakk dikkat etmemizi istemiştir. Zira sağlığa zararlıdır. İnsan sağlığında kalp atışı ve tansiyonun uyku saatleri ile bağlantısı; ayrıca güneş ışınlarının etkisi şeklinde çok çeşitli makalelerle zararı ispatlanmıştır.

Burada şöyle bir vesvese gelebilir: “Cenab-ı Hak hiç bu şekilde programlamasaydı da kerahet vesair problemi yaşamasaydık daha iyi olmaz mıydı?” Bu vesvese şeytanı güçlü kardeşlerimize gelebileceği için kapıyı kapamış olalım. ☺ Yazının başında da dediğimiz gibi uyku bir imtihandır hem de ümmetin ilk ve en zor imtihanı. Zaten bir insan uyku sorununu yenerse hem ibadetleri hem tüm günü disiplin içinde geçecektir. Şeytan da bunu istemez. İnsanı ilk olarak uyku ile meşgul eder ki ibadetleri aksasın, Rabbinin huzurundan uzak kalsın. Elmasla kömürün ayrılacağı yer olan dünya misafirhanesinde elbetteki Ebu Cehil’lerle Ebu Bekir’leri ayırmak için zorlu bir çok parkur olmak zorundadır. Hiç insan emekte bir olur mu? Herkes alın teri kadar karşılık alacaktır. ☺

Üçüncüsü: Kaylûledir. “Duha vaktinden, öğleden biraz sonraya kadardır.” Bu uyku halk arasında şekerleme olarak da tabir edilen uykudur. ☺ Tabii bunu abartıp 2-3 saat yatmak sünnetten ziyade keyfiyete kaçıyor. 😉 Bu uykuya bereket uykusu da diyebiliriz. Bediüzzaman’ın ifadesiyle ve bilimin de tasdikiyle: “Yarım saat kaylûle, iki saat gece uykusuna muadil gelir.” Yani 30 dakika kaylûle yapsan gecenin 120 dakikalık uykusuna denktir.

120-30= 90 dakika yani 1.30 saatin ömür dakikalarına eklenmiş gibidir. Bilhassa çok fazla yoğunluktan şikayet eden, iş ve okul yaşamı yoğun olan kardeşlerim yarım saat kaylûle yaparak gece uykusundan çalıp çalışma saatlerini artırabilir. 😉

UYKUNU PROGRAMLA

Kaldıramayacağımızdan fazla yük yüklenmediğini hepimiz tasdik ediyoruz. Sahabe dahi bu meselede zorlanmışken uykuyu basit görmek ve programlarımızı buna göre yapmamak yanlış olur. Öncelikle uyku vaktimizi iyi tespit etmeliyiz. Bu hemen olmaz!! Önce biyolojik saatimizi toparlamamız için birkaç haftaya ihtiyacımız olacaktır. Bunu kimisi üç haftada kimisi üç ayda oturtabilir. Ama inatla azmetmemiz şarttır. 😉

Resulullah(asm) yatsıdan sonra uyumamızın bize faydalı olacağını nasihat etmiştir. Öyleyse gece vakti uyanabileceğimiz bir saatte yatarsak teheccüd fırsatını da kaçırmamış oluruz. Hem de müzzemmil suresindeki ayetleri yaşantımıza geçirmiş oluruz. Mesela kış saatlerinde yatsı ezanı oldukça erken saatlerde okunduğundan saat 22.00-23.00 gibi uyuduğumuz takdirde teheccüd hiçte zor olmayacaktır.

Sabah namazına kalkmak isteyen biri içinse yine kış saatlerine göre düşünürsek, en geç gece 00.00 da yatmak uygun olacaktır.

İşin bu kısmı, herkesin alıştığı uyku düzenine göre farklılık gösterir. Benim yazdığım ortalama saatlerdi. Çünkü bazı insanlar için beş saat uyku yeterli ve hatta çok gelirken bazı insanlar için yedi saatten aşağı uyumak imkansızdır. Yukarıda yazdığım Kaylûle uykusuna göre hesap ederek uyku düzeninizi ayarlayabilir ve günü daha bereketli geçirebilirsiniz.

Uyku saatimi azaltacağım diye acele etmemeliyiz. Önce disipline sokup sonraki süreçlerde bunu denememiz yararımıza olacaktır. Bu arada sekiz saat ve fazlasını uyumakta bir hastalıktır. 5-7 saat arası en sağlıklı saatlerdir. Gündelik hayatta yedi saat uykusu olan biri beşe indireceğim diye acele etmemeli aşama aşama ilerlemelidir. 40 gün altı saat, 40 gün beş saat gibi…

Diyelim bu programı zor da olsa hayatına geçirdin ama bir yerde zincir koptu. Pes etmek yok. Mesela benim gibi gece kuşuysanız, 5-6 gün bu disiplini sağladıktan sonra bir gün fire verme ihtimaliniz mümkündür. ☹ Gece hiç uyuyamamışsanız muhtemelen öğle vaktiniz uykuyla geçecek demektir. Ne mi yapmalı? Elbette kaylûleye başvurmalıyız. Kısa bir kaylûle ile gece uyumadığımız vakitten iki saati telafi edip hemen uyanmalı ve yatsıdan sonra belirlediğimiz uyku saatine göre sabretmeliyiz.

Senelerdir alışageldiğimiz uyku disiplinini düzene sokmak elbette ki zordur. Bu işin uzmanı olan doktorlar dahi çoğu hastada çaresiz kalabiliyor ve hatta iki senede ancak sonuç alabiliyorlar.

İnşâAllah yazdıklarımı başta ben ve hepimiz hayatımıza tatbik edebiliriz. ☺ Uyku planlamanı yaptıktan sonra daha önce yazmış olduğum “Çok Bilinmeyenli Denklem” yazıma başvurarak dini çalışma programı hakkında tavsiyelerime bakabilirsin.

Dua ile…

KAYNAKÇA:

(1)Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı, Lem’alar, Envar Neşriyat, s.270.

(2)Kur’an-ı Kerim Meali, Hayrat Neşriyat.

(3)Muhammed Emin Yıldırım, Uyku Ahlakı, Siyer Vakfı sitesi.

(4)Sorularla İslamiyet


 
 
 

Comments


Tanıtılan Yazılar
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page